Yapay Zeka ile Adli Bilgi Sistemleri: Türk Ceza Kanunu ve Sorumluluk Sorunları
Adli Süreçlerde Yapay Zekâ Dönemi
Teknolojinin hızla ilerlemesi ve gelişmesi, adli süreçlerde yapay zekâ (YZ) tabanlı bilgi sistemlerinin kullanımını yaygınlaştırmaktadır. Bu modern sistemler, büyük veri setlerinin analizi, delil tespiti ve hatta karar destek mekanizmaları gibi kritik alanlarda önemli bir potansiyel ve verimlilik sunar. Böylece beraberinde Türk Ceza Kanunu (TCK) çerçevesinde çözülmesi gereken karmaşık sorumluluk sorunlarını da getirmektedir. Adalet sistemimizin temel taşlarını sarsabilecek bu yeni durum, kapsamlı bir hukuki incelemeyi zorunlu kılmaktadır.
Yeni Teknoloji, Yeni Hukuki Sorular
YZ sistemlerinin gerçekleştirdiği hatalı bir analiz veya verdiği yanlış ve hukuka aykırı bir karar, öngörülemeyen sonuçlar doğurur. Örneğin, bir YZ destekli sistemin, masum bir kişiyi hatalı delillerle suçlaması veya bir suçun yasal niteliğini yanlış bir şekilde belirlemesi, bireyler açısından çok ciddi mağduriyetlere ve telafisi zor hukuki sonuçlara yol açar. Bu gibi durumlarda, akla gelen ve cevabı en zor olan temel soru şudur: Bu hatadan ve sebep olduğu zarardan hukuken kim sorumlu tutulacaktır? Ceza hukuku prensiplerine göre sorumluluk kime aittir?

TCK’daki mevcut ceza sorumluluğu ve kusur ilkeleri, genellikle suçu işleyen bireylerin kasıt veya taksirine dayanır. Ancak YZ sistemleri gibi otonom mekanizmalar söz konusu olduğunda, kusuru doğrudan sisteme yüklemek veya YZ’nın kendisini sorumlu tutmak hukuken mümkün değildir. Bu nedenle, sorumluluk zinciri genellikle sistemi tasarlayan, algoritmasını programlayan, sistemden faydalanarak kullanan veya sistemin işleyişini denetleyen gerçek kişilere yönelmek zorundadır.
Hata Nerede Doğarsa…
Eğer sistemdeki hata, teknik bir arızadan veya programlama hatasından kaynaklanıyorsa, programcının olası kastı veya gerekli özeni göstermedeki taksiri hukuki açıdan değerlendirir. Eğer sistem, kullanıcı tarafından kasten hatalı veya kötü niyetli bir şekilde kullanıldıysa; elbette ki kullanıcının cezai sorumluluğu doğar. Ancak, YZ’nın “makine öğrenmesi” yeteneği sayesinde, başlangıçta öngörülemeyen ve sistem tarafından otonom olarak alınan kararların neden olduğu zararlar vardır. Özellikle sorumluluk zincirinin izini belirsizleştiri ve kesintiye uğratır. Bu durum, adli bilişim sistemlerinin güvenilirliği açısından büyük bir risk teşkil eder.
Bu derin hukuki belirsizlik, mevcut yasal düzenlemelerin, yapay zekâ teknolojilerinin yarattığı bu yeni durumları ve sorunları tam anlamıyla ele almada yetersiz kaldığını açıkça göstermektedir. Gelecekte, YZ sistemlerinin adli süreçlerdeki güvenilirliğini, hesap verebilirliğini ve şeffaflığını sağlamak için hem teknik standartların belirlenmesi hem de TCK’da bu karmaşık sistemlere özgü sorumluluk rejimlerini tanımlayan yeni yasal düzenlemelerin yapılması bir zorunluluktur. Bu, hem adaletin eksiksiz bir şekilde sağlanması hem de teknolojik gelişimin hukuki çerçevede güvenle ve etik ilkelere bağlı kalarak ilerlemesi için atılması gereken en kritik ve acil adımdır.
Hukuk Bürolarında Mali Disiplinin Temel Taşları: Gelir-Gider Dengesi Nasıl Sağlanır? adlı yazımızı okumak için tıklayınız



















Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!