Kırık Camlar Teorisi

Kırık Camlar Teorisi

«Birkaç kırık penceresi olan bir bina düşünün. Camlar tamir edilmemişse Vandallar birkaç cam daha kırmaya meyillidir. Sonunda bina boş ise tüm camları kırılabilir, gecekonduysa belki de yangın dahi çıkarabilirler. Ya da bir kaldırım düşünün. Burada bazı çöpler birikir. Yakın zamanda bu çöpler daha fazla birikir. Sonunda buradaki restoranlar; hatta paket servis yapan insanlar bile çöpleri araba ile poşetler halinde getirerek buraya atarlar.»

James Q. Wilson ve George L. Kelling isimli sosyal bilimciler tarafından aylık Atlantik dergisinin Mart/1982 sayısında; “Kırık Camlar Teorisi” bu sözlerle tanımlanmaktadır.

Teori’nin Ortaya Çıkışı

Her ne kadar ismini koyamasa da 1969 yılında; Philip Zimbardo isimli psikolog tarafından bu teorinin temelleri atılmıştır. Zimbardo, plakası çıkarılan iki ayrı aracı şehrin iki farklı mahallesine götürerek park etti. Bronx’ta mahalleye bırakılan araç bir süre sonra saldırıya uğradı, önce radyatörü sonra aküsü çalındı. Ardından camları kırılmıştır, döşemeleri yırtılmıştır, evsizler tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Bir hafta içerisinde araç tamamen tanınmaz haldeydi. Palo Alto mahallesine bırakılan araba ise 1 hafta sonunda hiçbir saldırıya uğramamıştı. Zimbardo giderek bu aracın camlarını kırdı. Bir hafta sonra bu aracın akibeti de Bronx mahallesine park edilen araç ile aynı olmuştu.

Nasıl Bir Teoridir?

“Kırık Cam Teorisi” bireyi suç işlemeye yönelmesine neden olan durumlar ve suçtan uzak durmasını sağlayan durumlar üzerine ortaya konulmuş bir teoridir. Toplumlarda daha önceden işlenen bir suç onarılmadan göz önünde duruyorsa diğer bireyleri de bu suçun işlenmesi konusunda davetkar duracaktır. Teoride bahsi geçen bir binanın onarılmayan kırık camları; üzeri kapatılmayan duvar yazıları hatta yerlere atılan çöpler bile kırık cam teorisine birer örnektir. Düzeltilmeyen ya da onarılmayan her düzensiz davranış insanlara; “sen de ne yaparsan yap kimse bunu umursamıyor” mesajını verecektir. Zimbardo’nun yaptığı deney sonrası, bu deneyi yorumlayan tüm psikologlar; “Bir binanın bir penceresinin kırılması ve kırılan bu pencerenin onarılmaması durumunda yakında tüm pencerelerinin kırılacağından emin olunması” sonucunu doğurmaktadır.

Kırık Camlar Teorisi, deneyin uygulandığı 1969 yılından günümüze geldikçe sadece suç bilimi ile değil birçok alanda değerlendirilmeye başlandı. Teori yıllar içerisinde; çevre psikolojisi ve sürünün parçası olmak gibi birçok değer içerisinde incelenmeye başlandı.  Bir zincir mağazada çalışan bir personelin uygunsuz bir kıyafet ile hizmet vermesi bazı insanları rahatsız edecek ve başka bir Zincir mağazaya yönlendirecektir. Büyük ve tanınan bir kafenin tuvaletinde bulunması gerek tuvalet kağıdının bulunmaması; bu firmanın müşterilerini önemsemediğini önemsemediği için mutfakta siparişlerin uygun bir ortamda hazırlanmadığı imajını doğurabilir. Hatta bir şirkette görevini iyi yapmayan bir çalışanın gerekli uyarıyı almaması ya da gözden kaçması durumunda diğer çalışanlar için de nasıl olsa görülmüyor düşüncesi ile işi savsaklamasına neden olabilecektir.

Kırık Camlar Teorisine göre özetle; Kamuya ait alanlarda yapılabilecek düzensiz davranışların denetim altına alınması halinde suç işlenme oranlarında ciddi bir düşüşe neden olacağını savunulmaktadır. Yazımızın hemen başında anlattığımız iki farklı mahalleye bırakılan araba deneyi sonrasında, deneyin bilimcisi Zimbardo şöyle der; “ilk camın kırılmasına, çevreyi kirleten ilk çöpe ya da duvara yazılan ilk yazıya izin vermememiz gerek. Aksi halde kötü gidişatı engelleyemeyiz.”

Kırık Camlar Teorisi

Hayat İle İlgili En Bilinen Yasalar ve Detayları adlı yazımızı okumak için tıklayınız

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir