Hukuk ve Sinir Bilimi İlişkisi: Nörohukuk

Hukuk ve Sinir Bilimi İlişkisi: Nörohukuk

Hukuk ve sinir bilimi kelimelerini yan yana getirdiğimiz zaman tuhaf ve alakasız gibi görünmektedir. Ancak hukukun sinir bilimi ile bağlantısı kaçınılmazdır.  Özellikle ceza hukukunda ihtiyaç duyulan sinir bilimi, suç işleyen kişilerin davranışları üzerinde önemli doneler sağlamaktadır.

Nörohukuk Nedir?

Nörohukuk kavramı ilk kez 1991 yılında kullanılmıştır. Beyin ve insan davranışları arasındaki ilişkiyi inceler. Nörohukuk alanında sinir bilimciler ve hukukçular birlikte çalışırlar. Sağlıklı bir beyin suç işler mi ve suça yatkın olabilir mi? gibi soruların cevabını bulmaya yardımcı olur.

Beyin ve Suç İlişkisi

Beyin ve suç arasında bir ilişki vardır. Beynin kimyasının dengesindeki değişiklikler küçük bile olsa, davranışta büyük ve beklenmedik değişikliklere neden olabilmektedir. İnsan davranışlarının kökenleri karmaşıktır. Ancak yapılan son araştırmalara göre, dış etkenlerin ve sosyal çevrenin genlerimizi etkilediğini ve dolayısıyla beyin fonksiyonlarını da etkilediğini gösteriyor. Nörobilimciler şimdi beynin belirli suç davranışlarıyla nasıl bağlantılı olabileceğini keşfetmeye başladılar bile.

Bunun dışında nörohukuk; avukatların ellerindeki davaları daha iyi analiz edebilmelerini, beynin işleyişini ve bununla ilişkili davranışları görmelerine yardımcı olur. Bazı travmatik beyin hasarları kötü davranış riskini arttırıyor gibi görünmektedir. Bununla ilişkili ise yaşanmış pek çok olay vardır. Aşağıda buna benzer yaşanmış olan bir olaydan bahsedeceğiz.

Beyin ve Suç Arasındaki İlişkiye Örnek Olarak Yaşanan Bir Olay

1 Ağustos 1966 yılında Charles Whitman adında bir kişi ABD, Texas’ta bir saldırı düzenlemiştir. Bu Amerika’da ilk toplu silahlı saldırı olarak anılacaktır. Texas üniversitesinin gözetleme terasından ateş açmıştır ve birçok kişinin ölümüne sebep olmuştur.  Böyle bir saldırıya sebep olan kişiyi polis etkisiz hale getirmiştir. Ardından yapılan araştırmalardan sonra Charles’ın evine gittiklerinde annesini ve eşini de öldürülmüş halde bulurlar. Günlüğüne mantık dışı düşüncelere kurban olduğunu ve ölümünden sonra otopsi yapılmasını istediğini yazmıştır. Yapılan otopsi sonrası Charles’ın beyninde amigdala yakınında bir tümör olduğu tespit edilmiştir. Amigdala, duygularımızı ve hareketlerimizi kontrol eden bölgedir. Peki gerçekten Charles Whitman’ın yaptıklarından sorumlu olan amigdala yakınındaki tümör müydü? Bu konu hala gizemini korumaktadır.

Hukuk ve Sinir Bilimi İlişkisi: Nörohukuk

Yalan Makinesi De Mi Yalancı adlı yazımızı okumak için tıklayınız

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir