Bir Avukatın Günlüğü -2

Bir Avukatın Günlüğü

Avukatlık mesleği denince birçok kişinin aklına gelen iki dilekçe yazıp deli gibi para kazanıyor, bürosunda koca gün keyif yapıyor gibi düşünceler oluşuyor. Davulun sesi uzaktan hoş gelir her zaman. Gelin bu yazımızda avukatların internette kendilerinin paylaştığı sıkıntı ve sorunları ilk ağızdan paylaşalım.

İşte Bir Avukatın Günlüğü

  • Müvekkilinden zar zor vekâletiyle ilgili 3 kuruş para alırsın, adam sizi ömür boyu kullanmak üzere aldığını zanneder.
  • Angarya işiniz çoktur.
  • İcra dairelerindeki ve mahkeme kalem personeli ile işinizi yürütmek istiyorsanız iyi geçinmek zorundasınız. İçinizden hiç gelmese de gayet sahte bir sevgi kelebeği çıkar.
  • Günün her hangi bir saati hiç önemi yok bir akrabanız bir arkadaşınız ya da müvekkiliniz aklına takılan bir şeyi sormak için sizi arayabilir gece gündüz fark etmemektedir.
  • Sigortalı çalışan bir avukatsanız 5 kuruş paraya başkasının yanında çalışıp 5 kuruşa karşılık her ay 50 lira kazandırırsınız fakat yine de değer görmezsiniz.

Bir Avukatın Günlüğü -3

  • ‘’Taş attın da kolun mu yoruldu ?’’ sözünü sıklıkla duyarsın. Bizim Sermayemizin bilgimiz olduğunu kabul etmek istemezler iş böyle olunca yaptığımız işin gözlerinde maddi değeri de olmaz.
  • Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu nal gibi yazmış olduğu avukatlar arasında ast üst ilişkisi olmaz kararı ücretli avukatlar arasında yalandır her ofisin bir müdürü ya da kıdemlisi üst’ü vardır ve kıdem sırasına göre seni ezerler.
  • Sabah 09: 30 duruşması için bir 10-15 dakika erken gitme alışkanlığı artık bünyeye oturmuştur. Gerçi o duruşmanın hiçbir zaman 09.30 da başladığı görülmemiştir bazen başlamadığı bile görülmüştür.
  • Davalı olduğun bir duruşmada gene erkenden gidip beklemeye başlarsın asılan dava listesinde bir karışıklık olmasın diye isminin yanına orada olduğunu bildirmek için b harfi bırakırsın onca saat beklemene rağmen davacı taraf vekili bir mazeret bildirmeden saatlerce seni orada bekletip duruşmaya katılmaz. Sende boşa gide n saatlerine üzülürsün.
  • Hiçbir meslek grubunda meslektaşlarını bu kadar çekememezlik olamaz.
  • İnsanların avukatları neden sevmediği aslında çok belli iki satırlık bir yazıyı 15 sayfalık bir dilekçeye dönüştürüp konuyu anlaşılmaz hale getirmeye avukatlık deniyor.
  • Biz avukatlar gerçekten egoları çok yüksek insanlarız, bazen saçma sapan yerlerde ergen gibi davranabiliyoruz. Çok büyük bir şirketin avukatlığını yapıyorum vekalet de patronun adı yazıyor fakat o şirketin bütün işlerini ben yapıyorum. Taşrada ki anlaşmalı avukatlardan birinde saçma sapan afralar tafralar değişik havalar sorma gitsin elinde firmaya ait bir tane dosya var onunda bütün dilekçelerini her işlemini ben yapmışım sana göndermişim sen sadece duruşmaya girip adını söylüyorsun. Afyonlu bu yüce hanım bana aklınca fırça kayıyor bütün duruşmalara o giriyormuş ben nasıl olurda evrakların asıllarını ona bir üst yazı ile göndermezmişim. Sanki devlet dairesindeyiz üst yazı ile göndereceğiz. Avukatların birbirine yaptığını başka bir meslek grubunda bulamazsınız.

Bir Avukatın Günlüğü -4

  • Ofis içi ayak oyunlarında bazen game of thrones bile masum gözükmektedir.
  • Stajyerlik döneminde bizlere yapılmasından hoşlanmadığımız davranışları maalesef bizlerde kendi stajyerlerimize uygulamaktayız.
  • İş saati gibi bir mevhum olmadığı için eve sürekli iş getirmekteyiz.
  • Üniversitede hocalarımızın bahsettiği o havalı ortamlar yerine dün icra için gittiği yerde yüzüme yumruk yedim.

Bunlar gibi daha birçok sıkıntılarını dile getiren avukatlar her ne kadar mesleklerinden şikâyet etseler de büyük bir çoğunluğu dünyaya bir daha gelsem gene avukat olurum görüşündedir.

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir