Hukukçular Yönetimde… Peki Hukuk Büroları Bu Kurumsallaşmaya Hazır mı?
Yüksek yönetim anlayışı, risk değerlendirilmesi ve vizyoner bakışa sahip kurumsallaşan işletmelerle beraber eskiden öne sürülen “İşini bayıra sürmek istiyorsan avukatını da yanında götür” sözü yerini “işletme hukuku” alanında destek olabilecek bir hukukçuyu da yönetim kuruluna almalıyız sözüne dönüştürmeye başladı.
Bugün kurumsallaşmış ve bir marka değerine sahip işletmelerin, holdinglerin yöneticileri önemli bir görüşme, toplantı veya yatırım planlaması konusunda karar alırken yanlarında mutlaka bir işletme hukukçusunu da bulunduruyor.
Bu konunun tarihsel gelişim sürecine ve Türkiye’ye sıçrayışına bakacak olursak, Amerika Birleşik Devletlerinde İkinci Dünya Savaşı sonrasında sözü edilen ve Avrupa’da da adını duyuran işletme avukatlığı son 5 yıldır Türkiye’de de yaygınlaşıyor. Şirketlerin kendi içerisinde kurduğu hukuk departmanları ve danışman avukatları dışında aslında olaylara uzmanlığına göre cevap verecek dışarıdaki hukuk bürolarından da destek alınmakta. Aslında bu noktada avukatlık meslek kanuna göre avukatların
uzmanlaşarak bunu duyurmasının reklam yasağına girdiği ülkemizde de çağa ayak uydurulması ve gelişen süreçlerin takip edilebilmesi için farklı düzenlemeler yapılması bekleniyor.
İşletme Hukukçusu ile İş Hukuku alanında uzmanlaşmış hukukçu arasında beklenti farklılıklarının olması gerekmektedir. İş hukuku denince işçinin hukuku ile uzmanlaşmış hukukçu, İşletme hukukunda ise kast edilen ve bu hizmeti almak isteyen bir şirketin beklentisi ise sadece hukuk bilgisi ile değil finans, iktisat ve bir işletmecinin sahip olacağı yatırım analizi hizmetlerini hukuksal süreçler ile görebilecek, kararlarda yönlendirebilecek bir avukat ile çalışmaktır. Özellikle işletme hukukçusu
ihtilaf çıktığı zamanlarda değil, işletmenin her adımında olan ve sorun oluşmadan öncesinde müdahale edebilen bir konuma gelmiştir. Şirketlerin kurumsallaşması ile bu konu oldukça önem kazanmış hatta Amerika ve Almanya’da ekip liderleri hukukçulardan oluşturulmaya başlamıştır.
Günümüz Türkiye’sine baktığımızda Amerika ve Avrupa’da 1950 – 1960’larda başlayan bu sürecin 1980’ler sonrasında başladığı gözlenmekte.Türkiye’de Büyük gruplar,
kurumsallaşmaya çalışan işletmeler ve kurumsal sürece sahip işletmeler yönetim kurullarında avukatlara yer vermeye başladılar. Türkiye’de sürecin geç başlaması
dışında hukuk eğitiminde eksik bırakılan bazı noktalar ve tabi en önemlisi avukatlık bürolarının kurumsallaşma konusunda engelleyici yasal unsurların bulunması
sürecin hızla gelişmesini engellemiştir.
Hukuk Bürolarının Kurumsallaşmasını Neler Engellemekte?
Avukatlık yasası, avukatlık bürolarının bir kurum gibi çalışmasını engelliyor. Bir avukatın uzmanlık alanı belirtmesi yürürlülük gereğince reklam yasağına giriyor.
Çoklu sayıda avukatın büyük hukuk bürolarında çalıştığı amerika ve avrupada avukatlar çalışma düzenlerinde değişikliğe gidiyor bu noktada amerika ve avrupada bulunan
avukatların kendi çalışmalarında da şirketleşme ve kurumsallaşma süreçleri başlıyor. Bu noktada Türkiye’de de özellikle İstanbul’da bu örneğe uygun çalışan hukuk
büroları hızla artmaktadır.
Hukuk Büroları Nasıl Kurumsallaşır?
Kurumsallaşmayı hedefleyen hukuk bürolarında avukatların kendilerine ve bilgilerine yatırım yaptıkları kadar Hukuk Bürosu Yönetimine de yatırım yapmaları ve çağdaş yönetime ayak uydurmaları gerekmektedir.
*Hukuk Bürosu Yönetimi
*Hukuk Bürosunda İnsan Kaynakları Yönetimi
*Müvekkil İlişkileri
*Hukuk Bürosu Finans Analizleri
*Hukuk Bürosunda İş Gelişime
*Hukuk Bürosunda Teknolojil Altyapı ve Markalaşma
Bu noktaların herbiri tek tek değerlendirilmelidir. Ve tüm bu aşamaları doğru yönetebilmek için bir hukuk bürosunun da kurumsal olarak süreçleri çıkartılmalıdır.
Hukuk bürolarında kurumsallaşmada yardımcı olan faktörler ise; doğru bir yönetim kadrosu seçmek, uygun bir çalışma ortamı hazırlamak ve tüm bu süreçleri kapsayacak teknik olarak bir otomasyon ile tüm işlemleri takip – analiz ve raporlayabilmek.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!