Saldırıda Hayatını Kaybeden Hukukçular

Silahlı Saldırı Sonrasında Hayatını Kaybeden Hukukçular

Saldırıda Hayatını Kaybeden Hukukçular, politikacılarla birlikte en fazla saldırı ve suikasta uğrayan meslek grubudur. Hukukçular, tarih boyunca adalet savaşı vermiş; bu savaşla birlikte bazı çıkar gruplarının suç teşkil eden davranışlarını ortaya çıkarmışlardır. Yasaları savundukları için, işledikleri suçlar nedeni ile ceza alan bazı kişi ve gruplar; kendilerini ortaya çıkaran hukukçulara karşı zarar verme eğilimine gitmişlerdir.

Cumhuriyet Tarihimizin yakın geçmişinde, çeşitli kişi veya suç örgütleri tarafından saldırıya uğrayan bazı hukukçularımızı bu yazımızla hatırlatmak istedik.

Savcı Doğan ÖZ

1934 tarihinde dünyaya gelen ÖZ, 1977 yılında görev yaptığı Denizli’den Ankara Cumhuriyet Başsavcı yardımcısı olarak atanmıştır. Başlatacağı bir soruşturma için hazırlamış olduğu ön raporun açıklanmasının iki ay sonrasında;evinden işine gitmek üzere 24 Mart 1978 sabahında aracına binen Öz aracının içerisinde uğradığı silahlı saldırı sonrasında öldürülmüştür.

1972 yılında ölüm cezalarına karşı kampanya yürüten Öz, “Suçlu insan yoktur, suça teşvik edilen insan vardır.”

Demiş ve bu eylemleri neticesinde Adalet Bakanlığı tarafından soruşturmaya uğrayarak kınama cezası almıştır.

1978 yılında uğramış olduğu silahlı saldırıda ölümü öncesinde hazırladığı raporda geçen bir paragraf ise;

“Şiddet olayları, anarşik eylemler olarak nitelendirilebilecek kadar basit değildir. Amaç, demokrasinin umudunu yok etmek; onun yerine faşist düzeni getirmek ve bütün unsurları ile yürürlüğe koymaktır. Böylece ABD ve çokuluslu ortaklıklar, Ortadoğu sorununu büyük ölçüde çözmek amacını gütmektedirler.  Bize göre bu sonuca ulaşmada CIA, kontrgerilla gibi gizli örgütlerin yönlendirilmesi vardır. Bu örgütler devlet ağını geniş ölçüde kendi amaçlarına uygun şekle dönüştürerek demokrasi düşmanı akımları iktidar yapmayı öngörmüşlerdir.”

Av. Muammer AKSOY

Dönemin milletvekillerinden Numan Aksoy’un oğludur. 1917 yılında Antalya’da dünyaya gelen Aksoy, 1939 yılı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olmuştur. Doktorasını hukuk alanında Zürich Üniversitesinde tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültelerinde akademisyenlik yapmıştır. Siyasi yaşamı nedeni ile bir süre akademisyenlik görevine ara veren Aksoy, 1960 yılında üniversiteye geri dönerek Siyasal Bilgiler Fakültesinde Profesör ünvanını almıştır. 1961 Anayasasını hazırlayan komisyonda sözcülük görevini üstelenmiştir. Türk Hukuk Kurumu Başkanlığı ve Ankara Baro başkanlığı da yapan Aksoy, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Bahri Savcı, Münci Kapani ve Bahriye Üçok ile Atatürkçü Düşünce Derneğini 1989 yılında kuran Aksoy, 31 Ocak 1990 tarihinde evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetmiştir.

O tarihte haber ajanslarını arayan bir kişi bu cinayeti “İslami Hareket” adına “İslami İntikam Örgütü’nün” gerçekleştirdiğini söyledi. Emniyet yetkilileri tarafından da ilk kez adı duyulan bu örgüte üye olduğu tespit edilen kişiler ise olay hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadıklarını açıkladılar.

Cinayetin üzerinden yaklaşık 30 yıl geçmesine rağmen hala birçok soru işareti barındıran saldırıda muhtemel yaşanılanlar ve nedenleri varsayımın üzerine geçemedi ve somut bir delil elde edilemedi.

Av. Ali GÜNDAY

1961 yılı doğumlu olan Av. Ali GÜNDAY, Bayburt-Gümüşhane Baro Başkanlığı yaptığı 1995 yılının 25 Temmuz’unda bürosunda uğramış olduğu silahlı saldırı sonucu 34 yaşında hayatını kaybetmiştir. Duruşmalara başörtüsü ile girmek isteyen iki kadın avukatın baro üyeliğini, o yıllardaki yasalara aykırı olması nedeni ile düşüren GÜNDAY, bir gazete tarafından manşete taşınmıştır.

O yayından sonra Osmaniye’de yaşayan İzzet KIRAÇ yola çıkıp Gümüşhane’ye giderek bu cinayeti gerçekleştirmiştir. Daha sonra işlenen Danıştay Üyesi, Hakim Mustafa Yücel BİLGİN cinayeti, bu cinayet ile büyük benzerlikler göstermektedir.

Danıştay Üyesi, Hâkim Mustafa Yücel ÖZBİLGİN

20 Haziran 1942 tarihinde Trabzon’un Akçaabat ilçesinde dünyaya gelen Özbilgin; 1965 yılı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. Çeşitli ilçelerde kaymakamlık görevini yürüttükten sonra önce Adıyaman daha sonra da Merkez Valiliği görevini yerine getirmiştir. 30 Eylül 1999 tarihinde Danıştay üyeliğine seçilen ÖZBİLGİN; 17 Mayıs 2006 tarihinde görev yaptığı Danıştay 2’nci Dairesinde Alparslan ARSLAN tarafından düzenlenen silahlı saldırı ile öldürülmüştür.

Alparslan ARSLAN bu saldırıyı, Danıştay 2’nci Dairesinin “Başörtüsü hakkında aldığı karar tepki olarak” gerçekleştirdiğini söylesede, “Ergenekon örgütünün talimatıyla gerçekleştirildiği” tezi, 25 Temmuz 2008’de kabul edilen Ergenekon iddianamesinde yer almıştır.

Cumhuriyet Savcısı, Mehmet Selim KİRAZ

1994 Yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Mehmet Selim KİRAZ, Siirt’in Karaboğaz köyünde 6 çocuklu bir ailenin tek erkek evladı olarak 1969 yılında dünyaya gelmiştir. Hakim adayı olarak 1995 yılında Mersin’de göreve başlayan Kiraz, Erzincan, Çayır, Karaman, Kazım Karabekir, Iğdır ve Osmaniye’de Cumhuriyet Savcılığı yapmıştır. 2014 yılında Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından İstanbul’a görevlendirilmiştir. Memur Suçları Bürosu’na atanan Kiraz, o dönemde yaşanan Gezi Olaylarında ölen ve kamuoyunda geniş yer bulan Berkin Elvan dosyası ile ilgili soruşturmayı yürütüyordu.

Kiraz, 31 Mart 2015 tarihinde Çağlayan Adalet Sarayının 6. katında bulunan odasında çalışırken, Avukat gibi davranarak silahlarıyla birlikte adliyeye giriş yapan Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol isimli terör örgütü üyeleri tarafından rehin alınmıştır. Kurtarılması için gösterilen yoğun çabaya rağmen yaklaşık altı saat süren bekleyiş odasından duyulan silah sesleri ile son buldu. Kiraz’ın vurulduğunun anlaşılması ile düzenlenen operasyonda eylemciler vurularak saldırıda ağır yaralanan Kiraz kaldırıldığı hastanede kurtarılamayarak vefat etti. Mehmet Selim KİRAZ adı, öldükten sonra Çağlayan Adliyesine verildi ve Mehmet Selim Kiraz Adalet Sarayı olarak anılmaya başladı.

Diyarbakır Baro Başkanı, Av. Tahir ELÇİ

Şırnak’ın Cizre ilçesinde 1966 yılında doğan Av. Tahir ELÇİ 1991 yılında Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. 1992 yılından itibaren Diyarbakır’da serbest avukatlık yapan Elçi; 2012 yılının Kasım ayında yapılan seçimlerde Diyarbakır Baro Başkanı olarak seçilmiştir. 2014 yılında yapılan Olağan Genel Kurul’da ikinci kez Diyarbakır Baro Başkanlığına seçilen Elçi, ulusal bir haber kanalında Ekim 2015 tarihinde katıldığı programda sarf ettiği sözler nedeni ile önce gözaltına alınmış daha sonra adli kontrol şartı ile serbest bırakılmıştır. Diyarbakır’ın Sur ilçesinde düzenlenen operasyonlarda zarar gören tarihi Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması yaptığı sırada, sokakta çıkan çatışma ile yaşanan kovalamacada, militanların basın açıklamasının yapıldığı sokağa kaçması sonrası 28 Kasım 2015 tarihinde ensesine isabet eden bir kurşun nedeniyle ölmüştür.

Evli ve iki çocuk babası olan Av. Tahir ELÇİ ölümünden sonra 2016 yılında, Avrupa Barolar Konseyi (CCBE) İnsan Hakları Ödülüne, 2016 yılında Diyarbakır Tabip Odası tarafından; Barış Dostluk ve Demokrasi Ödülüne, 2016 yılında İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi tarafından, Ayşe Nur Zarakolu Düşünce Özgürlüğü Ödülüne ve yine 2016 yılında Hrant DİNK Vakfı tarafından, Uluslararası Hrant Dink Ödülüne layık görülmüştür.

Av. Kudbettin KAYA

2010 yılında dönemin özel yetkili savcısı Zekeriya ÖZ’ün talimatıyla gözaltına alınan ve “Ergenekon davası ve soruşturmasını etkileyeme teşebbüs” suçlamasıyla yargılanan Av. Kutbettin KAYA yapılan yargılamanın sonucunda beraat etmişti.  Kaya’nın gözaltına alınmasında o dönemde cezaevinde bulunan İranlı Uyuşturucu Baronu Naci Şerifi ZİNDAŞTİ’nin terazi adıyla gizli tanıklık yaparak, Kaya’nın “uyuşturucu baronlarını cezaevinden kurtarmak için yargıyı etkilediğini” söylemişti.

Kaya, 2014 yılında Yunanistan’da yapılan operasyonda ele geçirilen iki bin yüz kilogram uyuşturucunun hesaplaşması nedeni ile, Zindaşti’nin kızı ve yeğeninin ölmesi emrini verdiği iddia edilen Orhan ÜNĞAN’ın savunma avukatıydı.

31 Ekim 2017 tarihinde ailesiyle birlikte yemek yemek(gereksiz yinelenen sözcük 1 yemek çıkartılabilir) için gittiği Bakırköy’deki bir restoranda, suikast silahı olarak bilinen Uzi marka silah ile gerçekleştirilen saldırı sonucu hayatını kaybetti.

Hazırlanan iddianamede; Zindaşti ve Orhan Ünğan arasında bir husumet bulunduğu, bu husumet nedeni ile birçok kişinin öldürüldüğü ve Kutbettin Kaya’nın da bu davada taraflardan birinin avukatı olduğu belirtilerek; Kaya’nın bir duruşmada, “Ben bir sonraki oturumda bulunamayabilirim, zira benim öldürülme riskim vardır. Veya nefsi müdafaa kapsamında birilerini öldürmek zorunda kalabilirim.” Sözleri tutanağa geçmiştir.

Saldırıda Hayatını Kaybeden Hukukçular

Dünyada Avukatlara Yönelik Şiddet Ve yaptırım konulu blog yazımız için tıklayınız.