Geçmişten Günümüze; Bunları Biliyor musunuz? Bölüm – 1

Geçmişten Günümüze; Bunları Biliyor musunuz? Bölüm – 1

Bazı kavram ve nesnelerle hayatımızda sıklıkla karşılaşmaktayız ama anlamlarını biliyor muyuz? Bu sıklık nedeni ile hayatın olağan akışında artık basit ve sıradan gelen bu kavram ve nesnelerin de aslında birer hikayesi var. Sizlere bu yazı dizimizde ama gerçek ama varsayım birbirinden ilginç hikayelerden bahsediyor olacağız.

Kedi Gözü Reflektör

1933 yılında İngiltere’nin Yorkshire şehrinde yaşayan Percy Shaw isimli vatandaş, Halifax kasabasındaki işyerinden akşam saatlerinde çıkarak evine doğru yola çıktı. Her şey sıradandı. İngiltere’nin sisli havasında arabanın cılız ışıkları ile yolunu bulmaya çalışıyordu. Böyle havalarda arabanın farının yansıması ile parlayan tramvay rayları Shaw’ın yoldan çıkmamasına yardımcı oluyordu. Ama raylardan yansıyan ışıklar birden kesildi. Bakım vardı ve belediye işçileri rayın bir kısmını sökmüşlerdi. Yol üzerinde ilerlediğini düşünen Shaw, araba farı ile parlayan bir çift gözü görmesi ile aracını durdurdu. Aracından indiğinde yoldan çoktan ayrıldığını ve neredeyse uçurumdan düşmek üzere olduğunu gördü.

Bu olay Shaw için bir farkındalık oldu. Yol kenarlarına yerleştirilecek kedi gözüne benzeyen yansıtıcılar hava şartları nasıl olursa olsun sürücülerin işlerini kolaylaştıracaktı. Farklı cam türleri ile defalarca yapılan deneme yanılmadan sonra Shaw “Catseye” ismini verdiği kedi gözü reflektörü icat ederek patentini aldı ve kedi gözünün ikinci dünya savaşından sonra tüm dünyaya ulaştırmayı başardı.

“404 not found”

25 Ağustos 1989 yılında Pakistan’ın Gilgit şehrinden Fokker F-27 tipi uçak havalanır. 404 numaralı bu uçuşla 54 Yolcu ve 4 mürettebat taşıyan uçak Pakistan’ın başkenti İslamabat’a gitmektedir. Saat 07:35 de taksisini tamamlayarak havalanan uçak ile kalkıştan 15 dakika sonra tüm haberleşme kesilir. Pakistan ordusu tarafından yapılan yoğun aramalara rağmen uçak bir türlü bulunamaz. Uçağın rotası incelendiğinde Himalayalar’da düştüğü tahmin edilse de ne enkaza ne de en ufak bir ize bugüne kadar rastlanılmamıştır. Pakistan Uluslararası Havayollarının 404 numaralı bu uçuşu havacılık tarihinin bilinmeyenlerinden biridir.

Bu hikâyeyi nereye bağlayacağımıza gelince; “404 not found” yani “404 bulunamadı” internet kullanıcılarının sıklıkla karşılaştığı hatalardan biridir. Bu hata, istemcinin sunucuyla iletişim kurabildiğini ancak sunucuda istenilen kaynağın bulunamadığını belirtmektedir. Özetle; bir hurafeye göre “404 not found” hatasının isminin, Pakistan Uluslararası Havayollarının bulunamayan 404 numaralı uçuşundan geldiği düşünülmektedir.

Neden Hiçbir Ülkenin Bayrağında Mor Renk Yok?

Dünya üzerinde 195 ülke bulunmaktadır ve bu ülkelere ait bayrakların hiçbirinde mor renk bulunmamaktadır. Peki neden? Mor renk tarih boyunca en pahalı renk olmuştur. İngiltere’de I. Elizabeth döneminde yarım kilo mor boyanın bir buçuk kilo altınla eş değer olduğunu biliyor muydunuz? Daha önceki dönemlere gittiğimizde mor renk yalnızca Akdeniz Bölgesinde yaşayan bir salyangoz türünden sağlanmaktaydı. Bir gram mor boya için on binlerce salyangoz gerekmekteydi. Bu yüzden mor renk ağırlığından fazla altına mal olmaktaydı. Bu yöntemle elde edilen mor rengi güneş ışığına maruz kaldıkça daha da parlamaktaydı. Bu parlaklık dönemin soylularının iştahını kabartıyordu. Nitekim İngiltere’de kraliçe Elizabeth kendisi dışında mor renk kıyafet giyilmesini yasaklamıştı.

Mor renge ulaşmanın bu kadar pahalı olması tekstilde kullanılmamasına yol açtı ve bu nedenle imparatorluk ve ülkeler bayraklarında asla mor rengi tercih etmediler.

Mor rengin halka inerek genel kullanıma başlanması tamamen bir tesadüftü. 19. yy da İngiliz Kimyager W. Henry Perkin evindeki laboratuvarda sıtma ilacı için çalışma yaparken şans eseri mor rengin pigmentini buldu. Ardından bir boya fabrikası kurarak mor rengin üretimine başlayan Perkin, mor rengi sembol olmaktan çıkarttı ve herkesin ulaşabileceği bir renk olmasını sağladı.

Geçmişten Günümüze; Bunları Biliyor musunuz? Bölüm – 1

Miranda Hakları: “Sessiz Kalma Hakkına Sahipsin” adlı yazımızı okumak için tıklayınız

0 cevaplar

Cevapla

Want to join the discussion?
Feel free to contribute!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir