Geçmişten Günümüze; Bunları Biliyor musunuz? Bölüm – 2
Geçmişten Günümüze; Bunları Biliyor musunuz? Bölüm – 2
Geçmişten günümüze yazı dizimizin ikincisi olan bu yazımızda üç yeni konu ile devam ediyoruz. Bazı keşiflerin yıllar içerisinde değişe değişe bugünlere geldiğini görüntülüyorken; bazı trajik olayların insanları çözüm bulma konusunda zorunlu kıldığını okuyacağız.
İlk Trafik Işıkları
Otomobilin icadı ile birlikte, taşıt sayısının artması trafik kazalarını da birlikte getirdi. Nitekim ilk trafik kazası otomobilin icadından kısa bir süre sonra yaşanmıştır. Kazaların artması ile birlikte yerel yöneticiler araçların yoğun olarak karşı karşıya kaldıkları kavşaklara trafik kuleleri diktiler. Üzerlerini trafiği düzenleyecek şekilde ışıklarla donatmaya başladılar. Ancak işin ilginç tarafı neredeyse her kasabada bu ışıkların farklı renklerde kullanılmasıydı. Bir süre sonra yerel yöneticiler bu işin bir standarda bağlanması gerektiğinin farkına vardılar. Renk seçimi için demiryolu sinyalizasyon sistemini örnek alarak “Dur” için; kanın ve paniğin rengi kırmızıyı, “Git” için ise daha enerjik bir renk yeşil seçilmiştir.
1920’li yılların hemen başında ise William POTTS isimli polis memuru; dört yönlü trafik ışığını geliştirerek en işlek iki caddenin kesiştiği kavşağı yerleştirdi. Ancak ışık olmasına rağmen bu ışık sisteminin bir görevli tarafından anahtar ile çalıştırması gerekmekteydi. Sonunda bu ışık sistemine otomatik bir zamanlayıcı yerleştirmeyi başladılar. 1935 yılında; Amerika Birleşik Devletleri’nde tüm yollarda zorunlu hale getirilmiştir. Günümüzde kırmızı ışığın dur, sarı ışığın hazır ol; yeşil ışığın geç anlamına geldiğini küçük yaştan itibaren dikte edilmektedir.
Diş İpi
Amerika Birleşik Devletleri’nin New Orleans şehrinde yaşayan genç diş hekimi Levi Spear Parmly; hastaların ilerlemiş diş eti hastalıklarını ve çürüklerini görmekten bıkmıştı. 26 yaşında olmasına rağmen koruyucu diş hekimliği alanında birçok yenilik getiren Doktor Parmly, modern diş ipi tekniğini bularak diş ve diş sağlığı açısından oldukça önemli bir buluş geliştirdi. İpek bir ipliği mumlayarak güçlü ve aynı zamanda kaygan bir ipe ulaştı. Mumyalanmış ipek ipliğine erişim de oldukça kolaydı. Yeni geliştirilen bu diş ipi birkaç sene içerisinde popüler hale geldi. Bu icadın üzerinden sadece birkaç yıl geçmişken Doktor Parmly; Amerikan halkını günde iki kez fırçalamayı ve her gün diş ipi kullanmasını etkileyen “Dişlerin Yönetimi için Pratik Bir Rehber” isimli kitabı yazdı.
Remove Before Flight
Almanya merkezli Türk Havayolu Şirketi olan Birgen Air’ e ait Boeing 757-225 tipi bir uçak; Almanya’dan Karayip Adalarına gerçekleştirdiği charter uçuşunu tamamlamış ve yolcusu olmadığı için park pozisyonuna çekilmişti. Yolcu bulmakta zorlanan ve yüksek maliyetler nedeni ile şirket uçağı boş olarak Almanya’ya geri getirmeyi göze alarak Dominik Cumhuriyeti’nde bekletmekteydi. Uçağın Almanya’dan Karayip’lere son uçuşunu gerçekleştirmesinden 3 hafta sonra, Alman Havayolu Firması Luftshansa, Dominik’ten kalkarak Almanya’ya dönecek uçağının arıza yapması nedeni ile Birgen Air’den hala Dominik’te park halinde bekleyen uçağını ekibi ile birlikte kiralamıştı. Uçak park alanından alınarak aprona getirildi. Hızlıca kontroller ve yakıt ikmali sağlanarak uçuşa hazır hale getirildi. 6 Şubat 1996 tarihinde saat 23:30’da tüm hazırlıklar tamamlanarak izin alındı ve uçak uçuşa geçti. Ancak kalkıştan sadece birkaç dakika içerisinde uçak henüz 1.500 metre yükselmişken Atlas Okyanusuna düştü. 11’i Türk ve 2’si Dominik’li toplam 13 mürettebat ve çoğu Alman 176 yolcu taşıyan uçaktan kurtulan olmadı.
Uçak Neden Düşmüştü?
Aylar süren araştırmalar sonrasında uçağın neden düştüğü anlaşılmıştır. Uçakların burnunun sağ ve sol taraflarında bulunan ve pitot tüpü olarak adlandırılan küçük l şeklindeki borular; hava basıncı ile uçağın hızını ölçerek Uçak Sistem Yöneticisine aktarmaktaydılar. Ancak uçağın hangarda 3 hafta kadar park halinde bulunduğu sırada bir yabani arı bu küçük borulardan bir tanesinin içerisine girerek; kendisine çamurdan bir yuva yapmıştı. Bu yuva boru içerisinden geçen hava basıncını tıkayarak daha yüksek bir ölçüm yapılmasına neden olmuş. Birinci pilot ve ikinci pilot göstergelerinde hız farkı doğmasına neden olmuştur. Hangi göstergenin doğru gösterdiğini anlayamayan pilotlar yanlış göstergeyi referans aldıklarından; uçak yükselmek için yeteri hıza ulaşamamış ve perdövitese girerek uçağın düşmesine engel olamamışlardır. 189 insanın yabani bir arı yüzünden ölmesinin ardından sonuç olarak kaza sonrasında; ucunda kırmızı bir zemin üzerinde “Remove Before Flight” yazılı aparatların park edecek uçakların pitot tüplerine yerleştirilmesi karar verilmiştir.
Geçmişten Günümüze; Bunları Biliyor musunuz? Bölüm – 2
Geçmişten Günümüze Bunları Biliyor musunuz? Bölüm – 1 adlı yazımızı okumak için tıklayını
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!