İşletme ve Hukuk Bürosu Yönetimi Arasındaki Bağlantı
İşletmeler genellikle kâr etme amacıyla bir araya gelmiş kurucular veya tek kurucunun oluşturduğu iş yapılarıdır. İşletmelerin faaliyet gösterdiği ekonomik ortam bir hizmeti birden fazla sunan kişi ve kurumların olduğu ve bu hizmeti satın alan kişilerin de serbestçe çeşitli seçenekler arasından bu hizmeti dilediği kişiden satın alabileceği öngörüsüne dayanır. Bu hizmetleri sunan işletmenin varlığını sürdürebilmek için çeşitli giderlere katlanması gerektiği ve hizmetlerin sürdürebilmesi için maliyetlerinin üzerinde bir gelir elde etmesi gereği açıktır.Gelirinin giderden fazla olduğu kısma işletmeler kâr adını verirler. Genelde ekonomik amaç da bu kâr miktarını arttırmaktır. Hizmeti alan kişinin veya kurumun seçenekleri arttıkça her defasında aynı işletmeyi hizmet almak için seçmeyeceği gerçeğinden hareketle bu durumda işletmenin en azından kâr birikimi yaratmaya yetecek kadar müşteri tarafından seçilmesi gerekir.
Hizmeti sunanlar hizmeti talep edenlerden fazla olduğu sürece bu seçim diğer işletmeleri seçmeme pahasına olacağından işletme diğerlerinden daha iyi olabilmek ve seçilebilmek için hizmet verdiği alıcıyı memnun etmek ve kaliteli iş üretmek zorunluluğundadır. Kâr amacı gütmeyen işletmeler dışında her işletme kâr etmesini ve aynı hizmeti sunan diğer işletmelere göre rekabet etmesini gerektiren bir ekonomik ortamda faaliyet gösterir.
İşletmelerin var olması ve kâr etmeleri neden toplumca kabul görür? Toplumun işletmelerin varlığından ve kar etmelerinden fayda sağlaması gerekir. İşletmelerin kâr miktarını kendilerinde tutmalarının gerekçesi, iş olanakları yaratmaları, hissedarlarına kar dağıtmaları, ekonomik gelişim sağlamaları ve teknolojiyi geliştirmeleri karşılığında toplumsal onay almalarıdır
İşletmeler, kurucuların önceden çalıştıkları işyerlerindeki bilgi birikimi ve ellerinde biriktirdikleri sermaye ya da işletmeyi kurduklarında ürünlerini/hizmetlerini satabilecekleri müşterilerin olacağı varsayımıyla kurulabilir. İşletme yönetimi işletmeler kurulduktan sonra gereken yönetim faaliyetleri olarak tanımlanır. İşletmeler kâr amacı gütmeyen organizasyonlar olarak kurulsa da yine de amaçları, giderlerini denetlemek ve müşterilere sunacakları hizmeti belirlenen kalite standardında sağlamak ve mümkün olan en az kaynak ile en çok çıktıyı ortaya çıkarmak olacaktır. Bunları sağlamak da bir yönetim becerisi gerektirecektir.
İşletme ve Hukuk Bürosu Yönetimi Arasındaki İlişki
Hukuk büroları da amacı müvekkillere hukuk hizmeti vermek üzere kurulmuş işletmelerdir. Daha iyi yönetilmeleri sayesinde avukatlar müvekkillere daha iyi hizmet vereceklerdir. Hukuk bürosunu daha iyi yönetmek tecrübeli avukatların büroda çalışan avukatları eğitmek için plan yapmaları, bunu sistemleştirmeleri, örnek dokümanları kolayca tekrar kullanabilecek şekilde dosyalamaları gibi teknik öğeleri içerdiği gibi müvekkillerden gelebilecek düzenli yapılması gereken işleri ve anlık gelen işleri avukatlara bölüştürme ve planlama gibi yönetim becerilerinin gelişmesini de gerektirir.
Adliyelerde iş takibi yapan katiplerin ve çok sayıda davaya giren avukatların günlük işlerinin planlanması gibi konular da hukuk bürosu yönetimi, dolayısıyla işletme yönetiminde planlama alanına girer. Haliyle bürolarda çalışan avukat sayısı, müvekkil sayısı, görülen işler ve işlerin çeşitliliği arttıkça büro yönetiminin önemi bütün işler toplamda büroyu ilgilendirdiğinden artar. Küçük ölçekli bürolarda ise çalışan avukatların kendilerini bir işletme gibi görüp daha iyi planlama, zaman yönetimi, finansal yönetim ve kendilerine geliştirmek için yaratacakları zamanı iyi kullanmaları da işletme yönetimi temel ilkelerini anlamakla geliştirilebilir.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!