Hukuk Bürolarında Ortaklık Modeli
Ülkemizdeki çoğu hukuk bürosunda son yıllarda gündemde olan yönetim modellerinden birisi de ortaklık modelidir. Genellikle Türkiye’deki hukuk büroları ilk kurulduklarında birden fazla ortak avukat ile çalışmaya başlıyor veya tek bir kurucu avukatın önderliğinde daha sonra bu kurucu avukatın kurduğu büroya katılan avukatlarla büyüyor. Stajyer olarak büroya katılan bir avukatın başarılı performansına bağlı olarak kurucu avukatlar tarafından takdir edilip kendisine büro ortaklığı teklif edilmesi ve bunun için mevcut bir sistemin olması bir büronun kurumsallaşması, kurucularından sonra büroyu devralacak genç avukatlara fırsat verilmesini gösterir. Kurumsallaşan her yapı gibi avukatlık büroları da ortaklık modeli ile çalışanlarına bir hedef gösterebildiği, sağlam bir organizasyona kavuştuğu için güçlenmiş oluyor.
Kurucu avukatın iş görüşmesini yaptığı stajyer bir avukatın önce kıdemli avukat sonra ortak avukat olarak kendisini işe alan avukatla birlikte eşit haklarla büroya ortak olması oldukça nadir bir durum. Bu modelin az görülmesinin sebeplerinden birisi Türkiye’de avukat sirkülasyon oranının yüksekliği. Bu sebeple stajyer olarak bir büroda çalışmaya başlayan avukatın o büroda en az 8-10 yıl çalışmasını gerektiren bu tip ortaklık modelinin uygulanması en baştan zorlaşıyor. Diğer bir sebep ise kurucu avukatların sadakatlarından ve yetkinliklerinden emin olduğu avukatları bulmak ve yetiştirmekteki zorlukları. Bunun üzerine bir de eşitler arasında en iyiyi seçmeyi gerektiren ortak avukatlık mertebesine yükseltme meselesi var. En azından kimin başarılı olduğunu ve kaç yıl sonra ortak olunabileceğini yazılı olarak gösteren bir büro politikası olması gerekiyor. Bu politikanın yazılı hale getirilmesi ve uygulanması da zorluk içeriyor. Önemli bir etken de avukatların tek başlarına kolayca büro kurma olanaklarının olması. Yeni bir iş kurmanın önünde diğer iş kollarına göre çok daha az engel var.
Kurucu avukatların ortaklık modelini uygulamaya geçirmeden önce en büyük kaygıları kendilerinden başka bir ortak daha olduğunda büro gelirlerinin birden fazla ortağı tatmin etmeye yetip yetmeyeceğidir. Sonuçta kâr payı veya hisse payı da olsa ortaklık bir tür paylaşım modelidir. Bu sebeple ortaklık modelleri genellikle bir büyüme modeli olarak görülür. Bu modelin başarılı olması için paylaşılacak finansal getirinin sadece kurucu avukata yetecek toplamdan daha fazla olması gerekir ki tüm ortakların ortaklıktan bekledikleri finansal kazanç ortaya çıkabilsin. Kurucu avukatlar birden fazla ortağın iş geliştirmesi, müvekkil kontağı kurması ve işin sahibi gibi işe sarılması sayesinde işlerini çok daha rahat büyütebileceklerini ve yüklendikleri yükü diğer ortaklarıyla paylaşabileceklerini bilirler. Bu modeli tercih etmelerinin sebebi de yukarıda sıralanan faydalardır.
Hukuk Bürolarında Ortaklık Modeli ‘nin Faydaları
Ortaklık modelini kurmayı düşünen bir büro dış dünyaya bir tür sinyal verir. Bu sinyal stajyer ve genç avukatlara başarılı olduklarında ortaklığa kadar yükselebilecekleri ve maddi kazançlarını yükseltebilecekleri bir ortam olduğunu, müvekkil çevresi de kurumsal bir yapıdan hizmet alacağının sinyalini alır. Bu sinyalleri alan dış ortam da büronun ortaklık modeline olumlu iş tepkisi verir. Bu yaklaşımlar da uzun vadede başarıyı getirir.
Cevapla
Want to join the discussion?Feel free to contribute!